18 Nisan 2020 Cumartesi

- "KİBAR KORSAN.."

Bir baktım ünlü bir kaptanımızı hatırlatıyor bir followırım.
Nasıl bir araştırmacı yazarsam artık, internet kazan ben kepçe, hordan hötteye seğirtip, bu kaptanımızla ilgili bilgi aradım.
Çok değerli bir deniz insanı ile karşılaştım araştırmalarım boyunca. Sadece denizci değil, bir deniz tarihçisi, araştırmacı ve yazar bir kaptanımız.
"Fatih Türküstün" kaptanımız efenim..

1942 İzmir Karşıyaka doğumlu. Bu bakımdan hemşehriyiz kendisi ile. Demek ki karşıyakalı abilerimizdenmiş. Karşıyaka Koleji'nden 1964 yılında mezun olduktan hemen sonra denizcilik mesleğine atılmış.
1964-1996 yılları arası Türk ve yabancı bayraklı gemilerde güverte vardiya zabiti ve kaptan olarak çalışmış. Kereste ve benzeri yükleri taşıyan takalar dahil, yük gemilerinin her türlüsünde, özel yatlarda kaptanlık yapmış.

Ama biz onu daha çok Piri reis araştırma gemisinin kaptanı olarak tanıyoruz.
İlk deniz araştırma gemimiz olan Piri Reis'in ilk kaptanlığını yapmış.
Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü'ne bağlı Piri Reis'i, 1978 Eylülünde Almanya'da teslim alıp, denizler okyanuslar aşıp, 4 bin mil öteden İzmir'e getirmiş. 1983'e kadar da kaptanı olarak görev yapmış.

Şöyle anlatıyor bir röportajında yolculuğu:
"Kuzey Denizi'nde, karada dahi yürümeyi olanaksız kılan 9 bofor şiddetinde fırtına çıkmıştı. Ama ekip olarak, fırtınanın, geminin denenmesi açısından fırsat olduğu biçiminde bir değerlendirmemiz oldu. Aynı şekilde Manş Denizi'ne girdiğimizde, bu kez Atlantik'in batısından gelen dev dalgalar, 36 metrelik Koca Piri Reis'in biz mürettebatını hayli heyecanlandırmıştı. Normandiya açıklarını da işte böyle bir havada geçtik ve Lizbon'a ulaştık. Portekiz Büyükelçimiz Sayın Nejat Balkan'ın, biz gemi personelini Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunda ağırlaması büyük moral kaynağımız oldu."

Yaa.. Kolay diil bu işler netekim.
O diil de bakın bir de ne yapmış:
Denizlerde çalışırken bir yandan da Piri reis ile ilgili araştırmalarına başlamış.
Gelişmeler, Tercüman 1001 Eser dizisinden yayınlanan Piri Reis'in "Kitab-ı Bahriye" adlı kitabını okuması ile başlamış. 

Bir yandan profesyonel kaptanlığı sürdürürken, bu vesile ile ya da izinlerinde yaptığı özel gezilerle, 12 yıl kıyı kıyı bütün Akdeniz'i gezmiş.
Piri Reis'in, iki ciltlik bu kitabında anlattığı tüm Akdeniz'i, onun anlatımına dayalı olarak görüp incelemeyi aklına koymuş ve bunu gerçekleştirmiş.
Akdeniz'de 14 bin 700 deniz mili yol yapmış. Her kıyıyı, her burunu, her koyu şekil olarak resimlemiş, notlar almış. Piri Reis'in notlarını da bu resimlerinin yanına not olarak yazmış.

Daha sonra kitaplaşacak muazzam bir malzeme çıkarmış ortaya. Zamanı gelince de bunları "PİRİ REİS ANADOLU KIYILARININ İLK HARİTA ŞEKİLLERİ" adlı kitabında yayınlamış.

1996 yılında emekli olmuş ama deniz ve denizcilikle ilişkisini hiç kesmemiş.
İzmir Piri Reis Denizcilik Derneği'nin kurucu üyesi olmuş.
Dernek çatısı altında denizci eğitmeni olarak çalışmış ve konuşmacı olarak Sempozyum ve konferanslara katılmış.
Bir de "Piri Reis'in Gemicilik İlmi" adlı kitap hazırlamış ama basılmış mı, bilgi bulamadım.

Peki "Kibar Korsan" ne iş, bu lakap nerden çıkmış diyorsanız da cevabı şöyle vermiş bir başka röportajında:
"Bu lakaba sahip olmak pek o kadar kolay olmadı. İyi gemicilik kurallarına karşı göstermiş olduğum anlayış ve saygı nedeniyle denizci milletinin takdirine mazhar olmamdan dolayı bir grup meslektaşımın bana layık gördükleri bir lakap, bir isim olarak takıldı. Benim istemim dışında bir addı ve zamanla ben de kabullendim. Bu arada söylemem gerekir ki mesleğimin belirli dönemlerinde pek de akıllıca sayılmayacak ancak eski korsanların seferlerindeki mesleki kurnazlıklarına benzer deniz seferlerim ve manevralarımın olmasından dolayı kinaye olarak bu isim takılmıştı. Hepsi bu kadar."
İşte böylece bu kahramanımızı da anlatmışımdır.
Alkışlayın bakalım beni de.

1 yorum:

  1. Kendileri aynı zamanda eşimin ve de benim navigasyon dersinde hocamızdı. Kızlarağası hanında bir dükkanı vardı.Kendilerini orada görmüştük yıllar sonrası.

    YanıtlaSil