Bak bu yazının hikayesi ne anlatıyor.
Hani duymuşsunuzdur, dünya seyahatine çıkan eski maceracılar hazırlık aşamasında apandistlerini aldırırlarmış; yolda patlayıp dert çıkarmasın diye.
Hatta sorun çıkarabilecek dişlerini bile çektirenler olurmuş her ihtimale karşı.
Sonraları bunun modası geçti. Tıp camiası gerekli görmemeye başladı bu tür operasyonları..
Bu gecenin kahramanının olayı işte bu.
Dur baştan anlatayım.
"Andrew Halcrow" bey denizlere sevdalı bir kaptanımızdır.
1980'lerin sonlarında, tek başına hiç durmadan bir dünya turu yapmayı kafasına koymuştur.
Bu amaçla Shetland Adaları'nda çelik bir yat yapmaya başlar ama yürümez proce..
Bunun yerine kardeşi Terry ile ticaret rüzgarları rotasında dünyayı dolaşan beş yıllık bir yolculuğa çıkarlar.
Fekat amcam takmıştır bi defa o malum yolculuğu yapmaya. Kalkar kendisine yeni bir tekne yapar. Yıllardan 2006'dır.
Teknesi 9.6 metron boyunda double-ender bir çelik cutter şeysidir. Sonradan bayağı ünlü olacak "Elsi Arrub" sefinesi.
Rota tüm zorlu burunları geçen bildiğimiz Clipper rotası idi.
Fazla da donanımı olmadan yola çıkmaya hazırlanır ve Shetland'ı 27 Haziran 2006'da terk eder.
Hint okyanusunu bulur, geçer. Avusturalya'nın güneyine geldiğinde şiddetli karın ağrıları başlar ve kahramanımız kıpırdayamaz hale gelir.
Çaresiz yardım ister.
Güney okyanusunda, tanrının unuttuğu bir bölgede, helikopter menzilinin dışındadır. Eşi Alyson'u uydu telefonundan arar ve durumunu bildirir. Umudu yoktur aslında. Orada onu kim bulacaktır.
Alyson hanım iyi bir zevcedir ve kocası için Avusturalya sahil güvenliğini ayağa kaldırır..
Acılar içindeki kaptanımız, hiç ummadığı bir anda haber verdiğinden sadece 4 saat sonra telsizden bir ses duyar. Üstünde bir uçak vardır. Uçaktan gelen telsiz mesajı, hemen arkasında bir yük gemisi olduğunu haber vermektedir.
Büyük acılar içinde olmasına karşın teknesini, kendisine yetişmeye çalışan yük gemisi "Elegant Star" a göre pozisyonlandırır. Uzatmayalım çok zorlu bir kurtarma operasyonu sonunda şilebe çıkmayı başarır.
Sevgili teknesini terk etmiştir ama esas sorun o diildir bittabi. Ölümüne sadece 24 saat kalmıştır aslında. Telsizle alınan yardım sayesinde ilk müdahaleler yapılır. Sonra helikopter uçak felan bir hastaneye yetiştirilir ve kıl payı ölümü yener.
Apandisiti 2 gün önce patlamıştı aslında ve peritonit başlamıştı. Çok şanslıymıştı vesselam..
Fekat durun hikaye bitmedi.
Bakın daha neler olacak.
7 hafta sonra Hint okyanusunda sürüklenen bir tekne bulunur.
Bu sevgili teknesi "Elsi"dir; hayatta ve ayakta kalmış okyanuslara meydan okumaya devam etmektedir.
Kaptanımız "bir daha denizlere çıkmam" yeminlerini unutaraktan teknesini kurtarmak için uçağa atlar ve bölgeye intikal eder.
Atlar o tekneye ve vurur kendini okyanuslara yine.
Bu sefer kötü talih kendisini güney Amerika mahfillerinde Şili açıklarında yakalar. Tekne fırtınadan direğini kaybeder ve bu kez tumba alabora olur.
Fekat bizimki yine yırtar, bu sefer Şili deniz kuvvetleri tarafından kurtarılır ve evine sağ sağlim döner.
Şimdi ne yapıyo derseniz, hala kaptanlık yapıyomuş Şhetland sahillerinde.
Bak yine nasıl bi hikaye bulmuşum size, hadi bakalım sevgilerinizi yollayın bize..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder